Halis AVCI
SENDİKALAŞMA
Türkiye’de sendikalaşma oranı % 10 düzeyinde kalmıştır. 100 işçiden 90’ı sendika üyesi değildir.
Böyle olunca; sendikalar güçlenemiyor, etkili olamıyor.
Güçsüz sendika demek; güçsüz işçi demektir, arkasız işçi demektir, boyun eğen işçi demektir.
Güçsüz sendika demek; geleceği belirsiz işçi demektir, geleceğe dönük plan yapamayan işçi demektir.
Güçsüz sendika demek; işçilerin sınırsız sömürülmesi demektir.
***
İşçiler, işsiz kalmak korkusuyla sendikalara üye olamıyor.
İşçileri sendikasız yapan, sendikaları güçsüz yapan; 07.11.2012 tarih ve 28460 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu” dur.
Sendikaların gücünü ve etkisini artırmak için bu kanunun bazı hükümleri değiştirilmelidir.
Değiştirilmesi gereken hükümlerin bazıları aşağıda verilmiştir.
Madde 17-
1. Fıkra: On beş yaşını dolduran ve bu kanun hükümlerine göre işçi sayılanlar, işçi sendikalarına üye olabilir.
Bu hüküm, işçilerin, sendika üyesi olmalarını engelleyen bir hükümdür.
“İşçi, sendikalarına üye olabilir” hükmü, “işçi, sendikalarına üye olur” şeklinde değiştirilmelidir.
Madde 17-
3. Fıkra: Sendikaya üye olmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz.
Bu hüküm; işçilerin sendikalara üye olmasını engelleyen bir hükümdür. “Sendikaya üye olmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz” hükmü, “Sendikaya üye olmak zorunludur. Her işçi, sendikaya üye olmak zorundadır” şeklinde değiştirilmelidir.
Madde 31-
1. Fıkra: Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan kuruluş merkezlerinin bulunduğu yer, Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine mahkeme kararı ile kapatılır. Aykırı davranış, bireysel olarak yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece o yöneticilerin görevine son verilmesine karar verilir.
2. Fıkra: Yukarıdaki fıkra uyarınca açılan davalar nedeniyle mahkeme, yargılama süresince talep üzerine veya resen kuruluşun faaliyetlerinin durdurulmasına ve yöneticilerinin geçici olarak görevden alınmasına karar verebilir.
“1.fıkra uyarınca açılan davalar nedeniyle, mahkeme, yargılama süresince talep üzerine veya resen kuruluşun faaliyetlerinin durdurulmasına ve yöneticilerinin geçici olarak görevden alınmasına karar verebilir” hükmü, sendikacılığın kökünü kazıyacak bir hükümdür.
Bu hüküm; “mahkeme, kararını vermeden sendikanın faaliyetleri durdurulamaz ve yöneticileri görevden alınamaz” şeklinde değiştirilmelidir.
Madde 62-
1.Fıkra: Can ve mal kurtarma işlerinde, cenaze işlerinde ve mezarlıklarda, şehir şebeke suyu, elektrik, doğalgaz, petrol üretimi, tasfiyesi ve dağıtımı ile nafta veya doğalgazdan başlayan petrokimya işlerinde, bankacılık hizmetlerinde, Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca doğrudan işletilen işyerlerinde; kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye ve şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde ve hastanelerde grev ve lokavt yapılamaz.
Bu hüküm; grev kapsamını daraltmaktadır ve grev hakkını etkisiz duruma getirmektedir.
Bu hükmü değiştirilmelidir. Grev yasakları; can ve mal kurtarma işleri, cenaze işleri ve mezarlıklar, hastaneler ve itfaiye hizmetleri ile sınırlandırılmalıdır.
Madde 63-
1.Fıkra: Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavt, Genel Sağlığı veya Milli Güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme süresi, kararı yayımı tarihinde başlar.
Bu hüküm; sendikaların gücünü ve grevin etkisini törpüleyen, tarafların uzlaşmasını engelleyen, keyfi uygulamalara yol açabilecek bir hükümdür.
Bu hükmü değiştirilerek Bakanlar Kurulunun grev erteleme yetkisi kaldırılmalıdır.
Madde 63-
3.Fıkra: Erteleme süresinin sonunda anlaşma sağlanamazsa, altı iş günü içinde taraflardan birinin başvurusu üzerine, uyuşmazlık, Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Aksi takdirde işçi sendikasının yetkisi düşer.
Sendikaların gücünü ve grevin etkisini sıfırlayan, sendikalara boyun eğdiren bir hükümdür.
Bu hükümde aşağıdaki değişiklikler yapılmalıdır.
-Yüksek Hakem Kurulu, grev başladıktan sonra devreye girmelidir.
-Yüksek Hakem Kurulu, bütçe imkanlarına bakarak değil; enflasyon, büyüme, milli gelir gibi ekonomik göstergelere bakarak karar vermelidir.
-Yüksek Hakem Kurulunun kararı, kesin karar olmamalıdır, sendika üyesi işçiler tarafından kabul edilmesi durumunda yürürlüğe girmelidir.
-Yüksek Hakem Kurulu kararının kabul edilmemesi, sendikanın yetkisini düşürmemelidir.